12 Ekim 2008 Pazar

CÜMLE ANLAMI

CÜMLE ANLAMI


Cümle, yargı bildiren sözcük ya da söz öbeğidir.

Bir sözün yargı bildirmesi, şahıs ve kip bildirecek biçimde çekimlenmesine bağlıdır. Bu özelliği gösteren tek bir sözcük cümle olabileceği gibi, birbirini tamamlayan birçok sözcük de cümle özelliği gösterebilir.

Bu açıdan,

"Çalışıyorum." sözcüğü,

"Çalışkanım." sözcüğü de cümledir.

"Yarınki sınava hazırlanıyorum." da cümledir.

Cümle anlamında cümlelerin anlamca eşleştirilmesi, cümle tamamlama ve cümle oluşturma gibi konular üzerinde duracağız.

Şimdi cümlelerin anlamsal özellikleri üzerinde duralım.



TANIMLAMA

Bir şeyin ne olduğunu anlatan cümleler tanım cümleleridir.

Tanım cümleleri, "Bu nedir?" sorusuna cevap verir.

"İsimlerin özelliğini belirten sözcüklere sıfat denir."

cümlesinde tanım yapılmıştır. Bu cümleye sorduğumuz, "Sıfat nedir?" sorusuna cevap alabiliyoruz: İsimlerin özelliğini belirten sözcüklerdir.

"Sıfatlar çekim eklerini almaz."

cümlesinde ise tanım yoktur. Çünkü bu cümleye "Sıfat nedir?" sorusun yönelttiğimizde cevap alamıyoruz.



ÜSLÛP

Sanatçının dili kullanma biçimi, anlatım şekli üslûbu oluşturur.

Bir eserin cümlelerin uzunluğu, kısalığı; sanatçının sözcük seçimi, sanatlı ya da yalın anlatımı üslûp ile ilgilidir.

"Yazar, öykülerinde anlattığı yörenin konuşma dilini kullanmayı tercih etmiş."

cümlesi üslûpla ilgilidir. Çünkü bu cümlede yazarın öykülerinin dilinden; yani anlatımdan söz edilmiştir. Bu da üslûpla ilgilidir.

"Sanatçı, bu öyküsünde gerçekleri kısa, yalın cümlelerle dile getirmiş."

sözü üslûpla ilgilidir. Çünkü bu cümlede yazarın eseri oluşturuş şeklinden söz edilmiştir. Bu da üslup ile ilgilidir.



KARŞILAŞTIRMA

Bir düşünceyi ya da kavramı daha anlaşılır hâle getirmek için onu başka bir düşünce ya da kavramla herhangi bir yönden değerlendirmeye karşılaştırma denir.

"Eski İstanbul şimdikine göre daha güzeldi."

cümlesinde "İstanbul" önceki ve sonraki hâli ile karşılaştırılmıştır.

Karşılaştırma, ortak ya da farklı yönlerden yapılabilir. Örneğin,

"Selim, derslerde Elif kadar başarılıdır."

cümlesinde Selim ve Elif derslerdeki başarıları yönünden karşılaştırılmışlardır.

"Selim, gezmeyi çok sever, Elif ise kitap okumayı sever."

cümlesinde de karşılaştırma vardır. Bu cümlede iki kişi sevdikleri durumlar yönünden karşılaştırılmışlardır.



YORUM

Söyleyenin bir konu ile ilgili düşüncelerine, sözlerine kendi duygu ve görüşlerini kattığı anlatıma yoruma dayalı anlatım denir.

Yorumlar kişinin kendi beğenisini, kendi görüşünü anlattığından özneldir, kişiye özeldir.

"Evimin balkonundan bakınca Boğaz'ın muhteşem güzelliği beni mest ediyor."

cümlesinde "muhteşem güzellik" sözleri kişinin manzarayı beğendiğini bildirir.
Bu manzarayı herkesin beğenmesi gerekmez ve bu muhteşemliğin kanıtlanmasına da gerek yoktur. Çünkü bu, benim Boğaz'a bakışımın ifadesidir. Benim Boğaz'ı değerlendirişimdir. O hâlde bu cümlede yorum söz konusudur.

"Taraftarlar, şampiyonları havaalanında karşıladı."

cümlesinde görülenler anlatılmış, şampiyonların gelişi ile ilgili kişi kendi görüşünü belirtmemiştir. Bu nedenle bu cümlede yorum yapılmamıştır.



ÖZNEL VE NESNEL YARGILAR

Kimi yargıların kişiden kişiye değişen bir yanı vardır. Bu yargıların doğruluğu ya da yanlışlığı kanıtlanamaz.

İşte, söyleyenin kendi görüşünü yansıtan bu tür yargılara öznel yargılar denir.

"En ilgi çekici edebiyat türü öyküdür."

cümlesinde beğeni ifadesi, söyleyenin yorumuna bağlıdır ve bu yorum kişiden kişiye değişir. Bu cümledeki yargıyı kanıtlamak mümkün değildir. kimisi romanı, kimisi tiyatroyu ilgi çekici bulabilir.

Kimi yargılar ise kanıtlanabilir bir nitelik taşır. Bu tür yargıların doğruluğu ya da yanlışlığı kişiden kişiye değişmez. Söyleyenin yorumunu içermeyen bu tür yargılara nesnel yargı denir.

"Yüzüklerin Efendisi filmi gişe rekorları kırdı."

cümlesi nesneldir. Çünkü filmin çok izlenip izlenmediği çok rahat kanıtlanabilir.

"En güzel renk pembedir."

"Bu sanatçının sesine bayılıyorum."

"Bu sanatçının romanlarında insanı büyüleyen bir anlatım var."

cümleleri söyleyenin kişisel görüşünü anlatan öznel yargılardır.

"İstanbul Türkiye'nin en kalabalık şehridir."

"Sanatçının son kitabı çok sattı."

"Yazar romanlarındaki kahramanları çoğunlukla kadınlardan seçmiş."

cümleleri ise kanıtlanabilir bir nitelik taşıyan nesnel yargılardır.



KOŞUL CÜMLESİ

Bir yargının ya da eylemin gerçekleşebilmesi için öne sürülen şartın olduğu cümlelere koşul cümleleri denir.

Bu tür cümlelerde söz konusu yargının gerçekleşmesi bir şarta bağlanmıştır. Bu şart gerçekleşmezse yargı da gerçekleşmez.

"Biraz düşünürsen nerede yanıldığını anlarsın."

cümlesinde "nerede yanıldığını anlama", "düşünme" şartına bağlanmıştır.

Bu cümleye göre yargının gerçekleşmesi "düşünme" nin gerçekleşmesine bağlıdır. Kişi düşünmezse bu da geçekleşmeyecektir.

"Çim makinesini yarın vermek üzere aldım."

"Ödevini yaparsan gezmeye gideriz."

"Bu konuyu hepiniz anlayacaksınız, yalnız beni dikkatle dinlemelisiniz."

"Mektubu okuyunca ne demek istediğimi anlarsın."

cümlelerinde koşul anlamı vardır.



GEREKÇELİ YARGI

Herhangi bir davranışın, eylemin, isteğin yapılmasını gerekli kılan nedenle verilmesi ile oluşan yargılara gerekçeli yargılar denir.

Gerekçeli anlatıma nedene bağlı anlatım da denir. Bu tür yargılar eyleme sorulan "niçin" sorusu ile bulunabilir.

"Derslerine düzenli çalıştığından sınavda başarılı oldu."

"Uyanamadığından derse geç kalmış."

"Bu akşam toplantıya katılamayacağım, misafirlerim gelecek."

"Bugün pazar olmasaydı bütün mağazalar açık olurdu."

cümlelerinde neden - sonuç ilişkisi vardır.



ÖNERİ

Herhangi bir şeyde görülen eksikliğin nasıl giderilebileceğini bildiren cümlelere öneri denir.

"Kitabın sonuna yararlanılan kaynaklar eklenirse, okuyucuya daha yararlı olur."

cümlesinde kitabın sonunda kaynakların olmaması bir eksiklik olarak görülmüş ve bunun giderilmesi için öneride bulunulmuştur.

"Plânınızın yeniden gözden geçirmenizin doğru olacağı düşüncesindeyim."

"Günün belli saatlerinde, belli aralıklarla ders çalışırsan daha iyi olur."

"Sanatçı, kişisel konuların yanında toplumsal konulara da yer vermelidir."

cümlelerinde öneri söz konusudur.



VARSAYIM

Varsayıma bir olayın gerçek olup olmadığını bilmeden gerçek saymaya varsayım denir.

Bu cümleler "varsayalım, tut ki, diyelim ki" sözleri ile oluşturulur.

"Diyelim ki bu sınavı kazandın."

"Tut ki yüz elli yıl yaşadın."

"Diyelim ki insanlar uzaya şehirler kurdu."

cümleleri birer varsayımdır. Burada gerçekleşmeyen bir durum gerçekleşmiş kabul edilip,
o durum üzerinden düşünceler belirtilmiştir.

TAHMİN


Bir kişinin sonucunu bilmediği bir olay ya da durum ile ilgili nasıl sonuçlanacağına dair kendi görüşünü bildirmeye tahmin denir.

"Geç kaldık, sanırım Selim gitmiştir."

cümlesini düşünelim. Burada henüz Selim'in gidip gitmediği bilinmiyor. Sadece "gitmesi" ile ilgili bir tahminde bulunulmuştur.

"Kardeşim bu soruların hepsini çözer."

"Bizim oralara bahar gelmiştir artık."

cümlelerinde de tahmin anlamı vardır.


CÜMLE TAMAMLAMA

Cümle yargı bildiren söz ya da söz öbeğidir. Bir yargının tam olabilmesi için verilmek istenen düşünceyi tam aktarması gerekir. Bunun için de yargı yardımcı unsurlarla zenginleştirilip tamamlanır.

"Bu durumu ona anlatıncaya kadar..." cümlesi aşağıdakilerden hangi sözle tamamlanırsa, anlatılanların güçlükle kabul ettirildiği anlamı oluşur?

Burada yapacağımız, cümleyi düşünmek ve cümleyi hangi sözlerle tamamlarsak istenen anlamı oluşturacağımızı ortaya çıkarmaktır.

Cümlede bir durumun zor kabul ettirilmesi anlamı olacağına göre, bu cümle "akla karayı seçtim" sözleri ile tamamlanabilir. Çünkü bu sözler, cümleye "bir şeyin güçlükle kabul ettirilmesi" anlamı katmaktadır.





CÜMLENİN KONUSU

Bir yazının olduğu gibi cümlenin de konusu vardır. Cümlenin genelinde üzerinde durulan duygu ya da düşünceler o cümlenin konusunu oluşturur.

“Bu cümlede neyden söz ediliyor?” sorusu, bize o cümlenin konusunu verecektir.

Çocuğa ana dilini, bir işçi elindeki âlet gibi nasıl kullanıldığını ilk öğreten, ona bu dilin türlü hünerlerini; kıvraklığını, zenginliğini, inceliğini ilk öğreten masaldır.

Bu cümlenin genelinde “masal” ın ana dil eğitimindeki yerinden söz edilmektedir. O hâlde bu cümlenin konusu “masalın dil öğrenimine katkısı”dır.

Küçüklükte öğrenilen taş üzerine yazı yazmaya, yaşlılıkta öğrenilen ise su üzerine yazı yazmaya benzer.

Konu: Eğitimin yaşı

İnsan yedisinde ne ise yetmişinde de odur.

Konu: Alışkanlık.

CÜMLEDE ANLAM

CÜMLEDE ANLAM

Cümle: Sözcüklerin yan yana gelerek bir duyguyu, bir düşünceyi, bir isteği, bir işi, kısacası bir yargıyı tam olarak anlatabilir duruma gelmiş biçimine cümle denir.

Burada, cümlenin anlam yönü ele alınıp öznellik, nesnellik, karşılaştırma... gibi anlamlar ifade eden cümleler üzerinde durulacaktır.

Öznel Anlatım

Doğruluğu ya da yanlışlığı kişiden kişiye değişen, doğruluğu tartışılan düşüncelerin anlatıldığı yargılara öznel yargı denir. Bu yargıların kullanıldığı anlatıma da öznel anlatım denir. Bu cümlelerde (yargılarda) bence ifadesi vardır.

*İzmir,tarihi ve doğal güzellikleriyle eşsiz bir şehrimizdir.

*Şair söyleyiş güzelliğiyle türkü tadında bir şiir sunuyor bize.

*Konferansa katılanların saçma sapan fikirleri beni iyice sıkmıştı.

*Yazar,sürükleyici anlatımı ve ilginç betimlemeleriyle okuyucuyu olayın içinde yaşatıyor.

*Çatık kaşları,yaralı yüzüyle insanı ürküten bir havası vardı.

Nesnel Anlatım

Doğruluğu ya da yanlışlığı kişiden kişiye değişmeyen, deney ve gözleme dayanan tarafsız yargılara nesnel yargı denir. Bu yargıların kullanıldığı anlatıma da nesnel anlatım denir. Nesnel yargılarda duygu ve izlenimlere yer verilmez.

*Filmde olaylar küçük bir kasabada geçiyor.

*Eser dört bölüm halinde sinemaya uyarlanmış.

*Turizm gelirleri geçen yıla oranla yüzde 5lik bir artış göstermiştir.

*Aruz ölçüsüyle yazılan şiirde nazım birimi dörtlüktür.

*Dört perdede oluşan bu oyunda yazar,aile bireyleri arasındaki sorunları anlatır.

Koşula (Şarta) Bağlılık

Bir olayın, durumun gerçekleşmesi için daha önceden olması gereken başka bir durumun varlığına koşulluk denir. Bu tip cümle anlamlarında hangi şartla? sorusunu temel cümleye sorduğumuzda gerçekleşmesi gereken koşulu bulabiliriz.

*Sanatçı yapıtında toplumu anlatırsa ölümsüzleşir

*Akşam baban gelsin , alışverişe çıkarız.

*Müzik dinleyebilirsin ama sesini fazla açmayacaksın.

*Akşama geri vermek üzere bu kitabı alabilirsin.

*Bizim buralara yağmur yağdıkça her yer toprak kokardı.

*Her güneş doğduğunda beni hatırla.

Sebep-Sonuç (Neden-Sonuç) İlişkisi

Bu tür cümlelerde, yargılardan biri, diğerinin gerçekleşmesine neden olmaktadır. Bir de eylemin hangi gerekçeyle yapıldığını bildiren cümleler de neden sonuç ilişkisi vardır. Bu tip yargıları bulmak için yükleme niçin sorusu sorulabilir.

Salıncağın ipi kopunca çocuk yere düştü. Cümlesinde Çocuğun yere düşmesininin nedeni Salıncağın ipinin kopmasına bağlanmıştır.

*Sınavda heyecanlandığı için bazı soruları yapamadı.

*Bakımsızlıktan ev harabeye dönmüştü.

*Matbaanın bulunmasıyla okuma yazma oranı arttı.

*Aşırı sıcaklar can kaybına yol açtı.

*Yoğun kar yağışı nedeniyle yollar trafiğe kapatıldı.

*Hediye almadım diye bana darılmış.

Amaç-Sonuç İlişkisi

Öznenin işi, hareketi gerçekleştirme amacı ve sonucu cümle içinde verilir. Bu tür cümlelerde "için,diye,üzere,dolayı,ötürü.maksadıyla..."ifadel eri sıkça geçer.Bu ifadelerden bazıları "sebep-sonuç" bildiren cümlelerde de geçebilir. Amaç-sonuç cümlelerinde "hangi amaçla,hangi maksatla yaptığı belirtilir.

*Borçlarından kurtulmak için evini satmış.

*Ailesini görmeye Almanya ya gitmiş.

*Başbakan, ticari anlaşmalar yapmak üzere yurtdışına çıkıyor.

*Bu ,bizi birbirimize düşürmek maksadıyla söylenmiş bir sözdür.

*Şair, şiirinde herkes anlayabilsin diye yalın bir dil kullanmış.

*Yazar,eleştirmene şirin görünmek maksadıyla iki yüzlü davranıyor.

DOĞRUDAN ANLATIMLI CÜMLELER

Herhangi bir konuda bir kişinin görüş ve düşünceleri hiçbir değişikliğe uğratılmadan verilir.Bu cümle genellikle tırnak içinde gösterilir.

*Çiçeronun Bir yerde yaşam varsa orada umut da vardır.sözü çok hoşuma gider.

*Kadın,arkadaşının kulağına eğilerek: Birazdan kalkalım mı?diye fısıldadı.

*Bu konuda atalarımız: Cesurun bakışı,korkağın kılıcından keskindir.der.

*Deskartesin: Düşünüyorum öyleyse varım.sözü çok ünlüdür.

DOLAYLI ANLATIMLI CÜMLELER

Bir kişinin sözünün söylendiği biçimde değil de,bazı değişiklikler yapılarak aktarıldığı cümlelerdir.

*Onunla bir daha konuşmayacağını söyledi.

*Bernard Shaw,düşünmenin ruhun kendisiyle konuşması olduğunu söylerdi.

*Doktor,babama ilaçları mutlaka içmesi gerektiğini tembih etti.

*Yazar,sanatçı olunabilmek için çok çalışılması gerektiğini vurguladı.

ÜSLUP VE İÇERİK(KONU)CÜMLESİ

Yazarın yapıtında neyi anlattığı konuya (içerik)girer.Bu konuyu işlerken kullandığı sözcükler ve cümleler de usluba girer.

*Yazar yapıtında 1.Dünya Savaşı yıllarındaki insanların çektiği acıları gözler önüne serer.(Konu)

*Betimlemelerde sıfatlara sıkça yer veren sanatçı cümleleri uzun tutmuştur.(Uslup)

*Romanda,Batının yaşam tarzına özenen bir ailenin yavaş yavaş çöküşü anlatılır.(Konu)

*Şairin,şiirlerinde oldukça az kullanılan sözcüklere ve deyimlere yer vermesi dikkati çeker.(Uslup)

AŞAMALI DURUM BİLDİREN CÜMLELER

Bir olayın,durumun olumlu ya da olumsuz yönde giderek değiştiğini anlatan cümlelerdir.

*Kadın,her geçen gün biraz daha kötüleşiyor.

*Havalar gittikçe soğuyor.

*Bu çocuğun günden güne huyu değişiyor.

*Ülkemiz her geçen yıl biraz daha büyüyen ekonomisiyle gelecekte gelişmiş ülkeler seviyesine çıkacaktır.

KİNAYELİ ANLATIMLI CÜMLE

Bir gerçeği ortaya koymak amacıyla sözü imalı olarak tam karşıtı gelecek biçimde kullanmaktır.

*Okulunu ne kadar çok sevdiğin yirmi gün devamsızlık yapmandan belli.

*Eşinin gözündeki morluktan onu ne kadar çok sevdiğin anlaşılıyor.

ATASÖZÜ

Çok önceleri söylenmiş olup dilden dile, nesilden nesile geçerek günümüze kadar gelmiş, öğüt bildiren, atalarımızın hayat tecrübelerini yansıtan ve milletin ortak malı haline gelmiş olan sözlerdir.

Atasözlerin Özelliklerini Şöylece Özetleyebiliriz:

*Atasözleri halkın ortak malıdır. Söyleyeni belli değildir.

*Kalıplaşmış sözlerdir. Sözcüklerin sırası değiştirilemez. Bir sözcüğün yerine başka bir sözcük konulamaz.

*Kısa ve özlü sözlerdir. Hep insanları ilgilendiren sözlerdir.

*Atasözlerinde geçen sözcükler genellikle gerçek anlamları dışında kullanılmıştır. (Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez.) Kimi atasözlerinde geçen sözcükler ise gerçek anlamlarıyla kullanılmıştır. (Son pişmanlık fayda vermez)

Sorularda çoğunlukla atasözlerinin anlamları üzerinde durulur.

ÖZDEYİŞ (VECİZE)

Özdeyişler, ünlü kişilerin , devlet adamlarının, sanatçıların söylemiş oldukları kısa fakat anlamca zengin olan sözlerdir.

Hayatta en hakiki mürşit ilimdir. (Atatürk)

Kargalar ötmeye başlayınca bülbüller susar. (Hz.Mevlana)

DEYİM

Bazen bir olay veya durumu ifade etmek için, o olay veya durumu birebir karşılayacak kelimeler kullanmayız da; çağrışım yaptıracak söz grupları kullanırız. Bunu da ifademize sanat ve akıcılık kazandırmak için yaparız. Örneğin: Bir insanın telaşlı olduğunu anlatmak için telaşlıdır demeyiz de Etekleri tutuşmuş ifadesini kullanırız , ama herkes bu kişinin telaşlı olduğunu anlar.

Deyimlerin Özellikleri:

*Deyimler en az iki kelimeden oluşur. (Kalp kırmak)

*Birden fazla kelimeden oluşan, hatta cümle halinde olan deyimler de vardır. (Taşı gediğine koymak) (Atı alan Üsküdarı geçti.)

*Deyimleri oluşturan sözcükleri çoğu zaman gerçek (sözlük) anlamlarından uzaklaşarak mecazlı bir anlatım kazanırlar. (İşler böyle giderse hapı yutarız.) Ama şunu da unutmamalıyız; bazı deyimler sözlük anlamlarıyla da uzak yakın bir ilişki taşırlar. (Etekleri zil çalmak.) Etekleri tutuşmuş birinin halini göz önünde canlandıralım. Telaş içindedir değil mi?

*Deyimler genellikle iş, oluş, hareket yani bir fiili bildirirler ve fiil gibi çekimlenebilirler. (Kalbimi kırıyorsun ama) (Çocuğun kalbini kırdık anlaşılan) (Kimsenin kalbini kırmamalısın oğul.)

DİKKAT: Deyimlerle ilgili soruları çözebilmek için deyimlerin ifade ettikleri anlamları bilmemiz gerekir. Bu nedenle bazı atasözü ve deyimleri gözden geçirmek gerekir.

TANIMLAMA

Herhangi bir şeyin ne olduğunu anlatan Bu nedir? sorusuna cevap verebilen cümlelere tanım cümlesi diyoruz. Kitap, size istediğiniz zaman ders vermeye hazır bir öğretmendir. Cümlesinde kitap nedir? dediğimizde İstediğiniz zaman ders vermeye hazır bir öğretmendir. cevabını alabiliriz.

ÖN YARGI (PEŞİN HÜKÜM)

Bir olay veya kişiyle ilgili değişik sebeplerden dolayı önceden edindiğimiz olumlu veya olumsuz yargılardır. Kısaca özetlersek ön yargı, sonuçla ilgili önceden karar vermektir. (Bu takım bu sene kesin şampiyon olacak)

ÖNERİ (Tavsiye)

Bir konudaki eksikliğin giderilmesi için teklif getirmeye öneri adı veriyoruz. Hikayede olayların yeri ve zamanı iyi tahlil edilip, yazıya aktarılmalıdır. cümlesi bir öneri cümlesidir.

VARSAYIM

Bir durumun sonucunun ne olduğunu bilmeden onu kendimize göre bir sonuca bağlamaya varsayım diyoruz. Diyelim ki bu yıl sınavı kazandın., Varsayalım ki aniden çıkageldi. Cümleleri varsayım cümleleridir.

KARŞILAŞTIRMA

Aralarında anlamca ilgi (ilişki) olan iki kavramı benzerlik ya da zıtlık yönünden kıyaslamadır. Sütten beyaz dişleri var. Cümledeki dişlerin beyazlığı, sütün beyazlığıyla karşılaştırılmıştır.

*Sinema da tiyatro gibi görsel bir sanattır.

*Doğu Anadolunun kışı Akdeniz Bölgesine göre daha çetin geçer.

*Yahya Kemal de Necip Fazıl da şiirlerinde ölüm temasına çok yer vermiştir.

*Bu yılki ürün geçen yıla nazaran daha bereketliydi.

*Sanatçı,diğer çağdaşlarına göre daha sade bir dil kullanmıştır.

*Ressam bu yapıtında ise diğerlerine göre daha canlı renkleri kullanmıştır.

BİRLİKTELİK (Beraberlik) İLGİSİ İÇEREN YARGILAR

Bu ilgi, çeşitli edat ve bağlaçlarla (ile, ve...) sağlanır. Tatile ailemle gittik.

DİĞER ANLAM İLGİLERİ İÇERİN YARGILAR (İstek, Karşılıklı Yapma, Beğenme...)

*Onunla iki yıldır haberleşemiyorum. (Karşılıklı yapma)

*Akşam gelin de çay içelim. (İstek)

*Elmaları kardeş payı yaptık. (Eşitlik)

*Bak şimdi resimlerin daha güzel olmuş. (Beğenme)

*Düğün yapmışsın da bana haber vermemişsin. (Sitem)

*Hava bulutlu yağmur yağabilir. (İhtimal)

*Biz öylelerini çok gördük. (Küçümseme)

*Dünyalar kadar işim var. (Abartma)

*Tam içeri girerken güleceği tuttu. (Beklenmezlik)

YORUM

Özneldir. Olay veya durumu bir görüşe göre değerlendirmedir. Şairin çok severek okunulan kitap türü hikayedir cümlesinde bence ifadesi vardır. Bun için öznel bir yargı yapılmıştır. Kısaca olay veya durum kişiye göre değerlendirilmiştir.

ÜSLÛP

Sanatçının dili kullanma biçimi, anlatım şeklidir. Her sanatçının kendine göre bir üslûbu vardır. Sanatçı, eserinde gerçekleri kısa, yalın cümlelerle dile getirmiştir. Cümlesinde dili kullanma biçimine değinilmiştir.

DEĞERLENDİRME

Herhangi bir durumun iyi ya da kötü yönlerini ortaya koymadır. Nesnel bir yargı söz konusudur. Sanatçı, şiirlerinde yabancı sözcüklere bolca yer vermiştir. Cümlesinde nesnel bir yargı söz konusudur.

AYNI YA DA YAKIN ANLAMLI CÜMLELER

Bu konu başlığımızla ilgili olarak, bize sorulan sorularda farklı sayıdaki cümlelerin ifade ettiği, içerdiği anlamın benzeri veya hemen hemen aynısı istenir. Yüreğim ağzıma geldi. Cümlesiyle Çok korktum cümlesi aynı anlama gelir.

Sevgi sadakatle taçlaşmadıkça ömrü kızgın çöllerdeki bir damla yaş kadardır.

Sadakatin olmadığı bir sevgi uzun ömürlü olamaz.

Kıyıyı gözden kaybetmeye cesaret edemeyen insan yeni okyanuslar keşfedemez.(Andre Gide)

ayatında riskleri göze alamayan insan başarılı olamaz.

Eğer bir insan hangi limana yelken açtığını bilmiyorsa, hiçbir rüzgar işine yaramaz.

Belirli bir hedefi olmayan insan, hangi olanaklara sahip olursa olsun başarılı olamaz.

Yaşamak, karanlık geceye rağmen, buğulanmış pencere camına güneşi çizebilmektir.(Anonim)

En zor anlarda bile umudunu kaybetmeyen insan gerçekten yaşıyor demektir.

Yaşam içinde siyah da bulunan bir gökkuşağıdır.

Yaşam tüm güzelliklerinin yanında olumsuzlukları da barındırır.

CÜMLE OLUŞTURMA

A)Karışık Olarak Verilen Sözcüklerle Cümle Kurma

Bu tür sorularda bir cümleyi oluşturan sözcükler karışık olarak verilir. Daha sonra bu sözcüklerle anlamlı veya kurallı bir cümle oluşturulması istenir, veya sözcüğün sırası sorulur.

DİKKAT: Bu tip sorularda ilk işimiz; önce yüklemi bularak cümlenin sonuna getirmek sonra da sırasıyla öznenin bulunması ve tümleçlerin önem ve görevlerine göre cümlede uygun yerlere konmasıdır.

B) Karışık Olarak Verilen Cümle Parçacıklarının Sıraya Konması

Bu tür sorularda cümleyi oluşturan tamlamalar ya da cümlecikler karışık halde verilir. Bizden istenen bu parçacıkları anlamlı ve kurallı bir cümle durumuna getirmektir. Şıklardan hareket ederek, yargı bildiren kelime grubunu sona yerleştirip sıralama yapabiliriz.

C) Eksik Cümlenin Tamamlanması

Bu konuyla ilgili sorularda, boş bırakılan yerlerin cümlenin anlamı ve yapısına göre uygun kelimelerle tamamlanması istenmektedir. Böyle sorularda yapacağımız ilk iş, seçeneklerdeki sözcüklerin, cümledeki boşlukları en anlamlı ve kurallı şekilde tamamlanmasına dikkat etmektir. Bunun için de cümlede boş bırakılan yerlere söz dizimi kuralına uygunluk gösteren sözcükler konulmalıdır. Kelimelerin çekim durumlarına, tamlamaları parçalamamaya, kelimenin anlam özelliğine dikkat edilmelidir ki cümle en anlamlı ve kurallı bir yapı kazansın.