26 Aralık 2009 Cumartesi

MOMO | Michael Ende

http://www.tulumba.com/mmTULUMBA/Images/bk/zBK982585UQ624_250.jpg



MOMO | Michael Ende

Çeviren: Leman Çalışkan,

Kabalcı Yayınevi, 2005, 303 sayfa, 15 YTL.

Zamanımızı geri istiyoruz!

Michael Ende'nin masal tadındaki romanı 'Momo' yeniden basıldı. Yazar, kitabında zaman kavramının tanımı üzerinde duruyor. Zaman, yaşamın ta kendisi diyenler bu kitabı okumalı

Zamanı neyle ölçersiniz? Sadece takvim ya da saatle mi? Peki bazen bir saatlik bir zaman diliminin insana yüzyıllar kadar uzun gelmesini, bazen de göz açıp kapayıncaya kadar geçmesini nasıl açıklamalı? Bu kısalık ya da uzunluk algısı, o zaman dilimi içinde ne yaşandığıyla sıkı sıkıya bağlı, değil mi? Yani zaman, yaşamın ta kendisi!.. Michael Ende, Kabalcı Yayınları'nın yeni baskısını yaptığı Momo adını taşıyan masal tadındaki romanını, zaman kavramının bu tanımı üzerine kuruyor ve diyor ki, "Zaman, yaşamın kendisidir. Ve yaşamın yeri yürektir."

Bu masal-romanda, zamanın bu tanımını tüm varlıklarıyla duyanlar var: Duman adamlar. Varlıklarını, insanlardan kaçırdıkları zamana borçlular. Bu zaman bağımlıları, Zaman Tasarrufu Şirketi gibi bir kılıfla insanların zamanının peşine düşerler. Onları, zamanlarından tasarruf ederek, gelecek için zaman kazanmaya ikna ederler. Geçen saniyeler ve kazanacakları zaman üzerine yaptıkları kalabalık rakamlı hesaplarla, karşılarındakini şaşkınlığa ve hatta dehşete düşürmek gibi pazarlama yöntemleri kullanırlar. Bu klasik pazarlama tekniklerinin kurbanları, zaman tasarrufu edelim derken, yaşamdan da tasarruf etmeye başlar. Giderek yaşamları daha zavallı, daha tekdüze, daha duygusuz, daha soğuk bir hâl alır. Dostlara, sevgililere, çocuklara, akrabalara, yani hiçbir insani paylaşıma, sıcaklığa zaman yoktur artık. "Gereksiz ilişkilere ayrılan zaman," artık tasarruf amacıyla biriktirildiği sanılan zamandır. Bu acımasız gerçeği kabullenmek istemeyen ve buna direnmeye çalışan, yalnızca çocuklar olur. Büyüklerin onlarla ilgilenmeye artık zamanlarının olmadığı gerçeğine çok zor alışırlar...

Garip olan, insanlar zamandan tasarruf ettikçe, zamanlarının artmak bir yana, azalmasıdır. Duman adamlar, insanlara kaybettirdikleri her anı, kendileri için kazanca çevirmektedir. Böylelikle insanlar duman adamların oluşmasına olanak verdikleri gibi, kendilerine hükmetmelerine de olanak verirler. "İnsanların zamanına hükmedenin gücü sınırsız olur..."

Çalınan Yaşamın Peşindeki Küçük Kız

Zaman Tasarrufu Şirketi'nin gri evrak çantalı, gri şık takımlı, gri dumanlar salan sigaralı, gri soluk renkli, geçtikleri yerlerde buz gibi bir soğuk yayan duman adamlarıyla kim baş edebilir dersiniz: İnsanları yüreklerine sızarak dinleyen ve bu yüzden en iyi anlayanları olan, yanında insanların dillerinin bağı, düşlerinin halatlarının çözüldüğü, özellikle çocukların hayal güçlerini kanatlandıran, bütün bunlardan dolayı insanlara zamanlarını (yaşamlarını) kazandıran Momo adlı küçük bir kız. Bu küçük kız zamanı, "hep var olduğundan duyulmayan bir müzik" olarak tanımlar.

Tüm şehir halkının yaşamını değiştiren, darlaştıran, mekânikleştiren, insansızlaştıran, tüketimi, hırsı çoğaltan duman adamların çalışmalarına taş koymaktadır kara kıvırcık saçlı, kara gözlü Momocuk. Bu durumda Momo'yu ele geçirmekten başka yolu yoktur duman adamların. Ama Momo'nun yardımcıları vardır: Can dostları Çöpçü Beppo, turist rehberi Gigi ve oyun arkadaşı olan çocukların tümü. Ve Hiçbir Zaman Sokağı'ndaki, Hiçbir Yeri Evi'nde oturan, insanlara zamanı paylaştıran Hora Usta ile onun her şeyi yarım saat öncesinden gören, sırtıyla konuşan kaplumbağası Kassiopeia.

Duman adamlar saatleri, dakikaları, saniyeleri insanlardan tek tek toplamaktan bıkmışlardır. Bütün insanların tüm zamanını bir kerede almak istemektedirler. Zamanın kaynağını evinde/elinde tutan Hora Usta'ya ulaşmak için Momo'nun dostlarını ele geçirirler. Onları sıkı sıka düzene bağlarlar. Çocukları oyun oynamayı öğrensinler diye çocuk depolarına kapatırlar. Öyle ya, oyun oynarken yaratıcılığa yer yoktur. Geleceğin büyüklerinin, yalnızca zaman tasarrufçusu rollerini öğrenmeleri yeterlidir... Sonra Beppo'yu akıl hastanesine yollarlar, ardından Momo'nun kefalet ücreti olacağı kandırmacasıyla, zamanından tasarruf etmesini isterler. Böylece Beppo da zaman tasarrufu için gece-gündüz çalışanlar kervanına katılır. Gigi'yi de şöhret ve para hırsından yakalarlar. Momo'nun zamanını paylaşacağı kimse kalmamıştır çevresinde. Ama duman adamlar yine de teslim alamazlar bu "zamanı yüreğiyle algılayan" küçük kızı. Ve yok oluşları bu küçük kızın elinden olur...

Yitip Giden İnsanlığa Ağıt

Mutlu sonla bitse bile, buruk bir tadı var masalın. Çünkü masalsı kurgu, günümüzün metropollere sıkışmış, gözünü 'daha fazlasını' elde etmek hırsı bürümüş, hızlı ve koca bir çarkın parçası olarak sürekli çalışan, çalışırken öğütülen, hızla tüketen, tüketirken tükenen, yaşamındaki hiçbir özne ve nesneyle ilişkisini derinleştirmeye, sindirerek yaşamaya zamanı olmayan, giderek yalnızlaşan, kazanma hırsı içinde ilişkilerinden, yaşamlarından giderek eksilten insan gerçeğini yüzümüze bir tokat gibi çarpıyor... Alışkanlıklarıyla, tercihleriyle, yani tüm yaşam biçimiyle sistemin esiri olan insanı. Zamanına kendisinin değil, sistemin hükmetmesine izin veren insanı... Ve elimizden kayıp giden zamanın, artık geçmiş oluverdiği ve geri döndürülemeyeceği gerçeğini... Zamanın yasını hüznün tuttuğunu... Hakkıyla yaşamadan elimizden kayan yaşama ve zamana, kaybolan insani değerlere, yitip giden insanlığa içli ve derin bir ağıt Momo.

Okumaya zaman ayırırsanız, 'bonus zaman' kazanacağınız (!) Momo'nun otuz ayrı dile çevrildiğini, bu dillerde de sevilerek okunduğunu belirtelim. Kitabın masalsı akıcılığını koruyan ve orijinalin Türkçe yazıldığı sanısı yaratacak kadar başarılı çevirisi, Leman Çalışkan'a ait.

Michael Ende genelde çocuklar için yazdığından ve yapıtları fantastik bir kurguya dayalı ve masal tadında olduğundan, bütün kitapları yanlış olarak sadece çocuk kitabı olarak sunuluyor. Bu kitapları okuyacak çocukların kurgunun akıcılığında kendilerini kaybedeceklerinden ve doyurucu bir edebiyat lezzeti alacaklarından şüphem yok. Ama bence Momo da, yazarın bir diğer efsanevi kitabı Bitmeyecek Öykü de bütün anlam katmanları ve gönderme yaptığı tüm olgularla asıl olarak büyükler tarafından anlaşılacak ve tadı tam olarak çıkarılacak kitaplar. Yani büyük-küçük herkese hararetle öneriyorum Momo'yu. Bir çırpıda okunuyor ama uzun uzun ve derin derin düşündürüyor. Tıpkı zaman gibi...

ALINTIDIR



Hiç yorum yok: