5 Mart 2009 Perşembe

ATASÖZLERİ

ATASÖZLERİ


Acele işe, şeytan karışır.

Acındırırsan arsız, acıktırırsan hırsız olur.

Adam eşeğinden, karı döşeğinden belli olur.

Ağaca dayanma çürür,insana dayanma ölür.

Ağaç ne kadar meyve verirse ,dalı o kadar yere eğilir.

Ağaç ne kadar yüksek olsa da yaprakları yere düşer.

Ağaç yaş iken eğilir.

Ağır kazan geç kaynar.

Ağır taş batman döver.

Ağız yemeyince yüz utanmaz.

Ağlamayan çocuğa meme vermezler.

Ak akçe kara gün içindir.

Ak koyunun kara kuzusu da olur.

Al yakışırken, el bakışırken.

Acı patlıcanı kırağı çalmaz

Aç tavuk rüyasında kendini darı ambarında görür

Açın karni doyar gözü doymaz

Adamak kolay ödemek güç

Ağaca balta vurmuşlar 'sapı bedenimde' demiş

Ağaç ne kadar uzarsa uzasın göğe değmez

Ağaç yas iken eğilir

Ak akçe kara gün içindir

Akan su yosun tutmaz

Akil akıldan üstündür

Akil yasta değil bastadır

Akilsiz basın cezasını ayaklar çeker

Alışş kudurmuştan beterdir

Alma mazlumun ahini çıkar aheste aheste

Altın yere düşmekle pul olmaz

Altının kıymetini sarraf bilir

Anlayana Sivri sinek saz anlamayana davul zurna az

Arayan belasını da devasını da bulur

Arkadaşlık pazara kadar değil mezara kadardır

Aslan yattığı yerden belli olur

At binenin kılıç kuşananındır

At karnından yiğit burnundan bellidir

Ata et, ite ot verilmez

Ateşşğü yeri yakar

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz

Ati alan Üsküdar geçer

Az veren candan çok veren maldan verir

Azman olma, uzman ol

Bal tutan parmağını yalar

Bekâra kari boşamak kolay gelir

Besle kargayı oysun gözünü

Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır

Bir işe başlamak, bitirmenin yarısıdır.

Bir musibet bin nasihatten iyidir

Borç yiğidin kamcısıdır

Beyaz saç, aklın değil yaşın işaretidir.

Bıçak sapını kesmez.

Bıçak yarası geçer, dil yarası geçmez.

Bildiğini bilenin arkasından gidiniz.

Bildiğini bilmeyeni uyandırınız.

Bilmediğini bilene öğretiniz.

Bilmediğini bilmeyenden kaçınız.

Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıptır.

Bin bilsen de bir bilene danış!

Bin ölçüp bir biçmeli...

Binde bir gelinen yere gül döşerler, her gün gelinen yere kül döşerler.

Bir ağaçta gül de biter, diken de...

Bir ağızdan çıkan, bin ağza yayılır

Bülbülü altın kafese koymuşlar "vatanım" demiş.

Bülbülün çektiği; dili belasıdır.

Büyük lokma ye, büyük söz söyleme.

Büyük zekâlar birlikte düşünürler.

Çalışan demir pas tutmaz

Çamura tas atma üstüne sıçrar

Can çıkar huy çıkmaz

Can çıkmadan ümit kesilmez

Çıracı olsam ay aksamdan doğar

Dağ dağa kavuşmaz insan insana kavuşur

Davetsiz gelen döşeksiz oturur

Davulun sesi uzaktan güzel gelir

Demir nemden insan gamdan çürür

Derdini söylemeyen derman bulamaz

Dereyi görmeden paçayı sıvama

Dinsizin hakkından imansız gelir

Dinsizin ipi ile Kuyuya inilmez

Doğru söyleyeni Dokuz köyde kovarlar

Domuzdan post, gâvurdan dost olmaz

Dost yüzünden, düşman gözünden belli olur

Düsenin dostu olmaz

şman ayağa dost basa bakar

Eceli gelen köpek cami duvarına işer

Egri oturalım doğru konusalım

Eken biçer, konan göçer

El elden üstündür

El yarası onar Dil yarası onmaz

Eli doluya: ağa buyur, eli boşa: ağa uyur

Et tırnaktan ayrılmaz

Fakir parasız olan değil akilsiz olandır

Geçtiğin köprüleri yakma

Gerçek dost kötü günde belli olur

Görünen köy kılavuz istemez

Gülme komşuna gelir başına

Güneş giren eve hekim girmez

Haydan gelen huya gider

Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi,

Her şakanın yarısı gerçektir.

Her işte bir hayır vardır.

Hem kız, hem baldırı düz hem de ucuz olur mu

Her akla geleni isleme her ağacı taslama

Her koyun kendi bacağından asılır

Horoz ölür gözü çöplükte kalır

Isıracak köpek dişini göstermez

İt iti ısırmaz

İti an çomağı hazırla

İyi insan lafının üzerine gelirmiş

Kasap et derdinde koyun can derdinde

Kaz gelecek yerden Tavuk esirgenmez

Kişiyi nasıl bilirsin, kendin gibi.

Kalem kılıçtan üstündür.

Kazma kuyuyu, kazarlar kuyunu

Kendi düsen ağlamaz

Keskin sirke küpüne zarar verir

Kızını dövmeyen dizini döver

Komşu komşunun külüne muhtaçtır

Köprüyü gecene kadar, ayıya dayı de

Körler sağırlar birbirini ağırlar

Köpek'lerin duası kabul olsa gökten kemik yağar

Köpek'siz köy buldu değnek'siz gezer

Kurt kuzu kaptığı yeri dokuz defa yoklar

Lafla peynir gemisi yürümez

Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır

Minareyi çalan kılıfını hazırlar

Ne ekersen onu biçersin

Okumayı sevmeyene dokuz hoca az

Olmaya cihanda devlet, bir nefes sıhhat gibi.(Kanuni Sultan Süleyman)

Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz !

Öfke gelir gider, kelle gider gelmez

Öfke ile kalkan zarar ile oturur

Parasız pazara, kefensiz mezara gidilmez

Rüzgar eken Fırtına biçer

Sabır eden derviş muradına ermiş

Sakla samani gelir zamanı

Saman elin'se samanlık senin

Sen kendini övme el seni övsün

Söyle arkadaşını söyleyeyim sana seni

Söz Büyüğün sus küçüğün

Söz gümüş sükut altın

Söz var is bitirir, söz var bas yitirir

Su testisi su yolunda kırılır

Tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır

Tavsan dağa küsmüş dağın haberi olmamış

Tilkinin dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkanı

Tok açın halinden anlamaz

Ucuna bak bezini al, anasına bak kızını al

Ummadığın tas bas yarar

Üzüm üzüme baka baka kararır

Yalancının mumu yatsıya kadar yanar

Yanlış hesap Bağdat’tan döner

Yiğidi öldür hakkını yeme.

Hiç yorum yok: