ATASÖZLERİ
Acele işe, şeytan karışır.
Acındırırsan arsız, acıktırırsan hırsız olur.
Adam eşeğinden, karı döşeğinden belli olur.
Ağaca dayanma çürür,insana dayanma ölür.
Ağaç ne kadar meyve verirse ,dalı o kadar yere eğilir.
Ağaç ne kadar yüksek olsa da yaprakları yere düşer.
Ağaç yaş iken eğilir.
Ağır kazan geç kaynar.
Ağır taş batman döver.
Ağız yemeyince yüz utanmaz.
Ağlamayan çocuğa meme vermezler.
Ak akçe kara gün içindir.
Ak koyunun kara kuzusu da olur.
Al yakışırken, el bakışırken.
Acı patlıcanı kırağı çalmaz
Aç tavuk rüyasında kendini darı ambarında görür
Açın karni doyar gözü doymaz
Adamak kolay ödemek güç
Ağaca balta vurmuşlar 'sapı bedenimde' demiş
Ağaç ne kadar uzarsa uzasın göğe değmez
Ağaç yas iken eğilir
Ak akçe kara gün içindir
Akan su yosun tutmaz
Akil akıldan üstündür
Akil yasta değil bastadır
Akilsiz basın cezasını ayaklar çeker
Alışmış kudurmuştan beterdir
Alma mazlumun ahini çıkar aheste aheste
Altın yere düşmekle pul olmaz
Altının kıymetini sarraf bilir
Anlayana Sivri sinek saz anlamayana davul zurna az
Arayan belasını da devasını da bulur
Arkadaşlık pazara kadar değil mezara kadardır
Aslan yattığı yerden belli olur
At binenin kılıç kuşananındır
At karnından yiğit burnundan bellidir
Ata et, ite ot verilmez
Ateş düştüğü yeri yakar
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz
Ati alan Üsküdar geçer
Az veren candan çok veren maldan verir
Azman olma, uzman ol
Bal tutan parmağını yalar
Bekâra kari boşamak kolay gelir
Besle kargayı oysun gözünü
Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır
Bir işe başlamak, bitirmenin yarısıdır.
Bir musibet bin nasihatten iyidir
Borç yiğidin kamcısıdır
Beyaz saç, aklın değil yaşın işaretidir.
Bıçak sapını kesmez.
Bıçak yarası geçer, dil yarası geçmez.
Bildiğini bilenin arkasından gidiniz.
Bildiğini bilmeyeni uyandırınız.
Bilmediğini bilene öğretiniz.
Bilmediğini bilmeyenden kaçınız.
Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıptır.
Bin bilsen de bir bilene danış!
Bin ölçüp bir biçmeli...
Binde bir gelinen yere gül döşerler, her gün gelinen yere kül döşerler.
Bir ağaçta gül de biter, diken de...
Bir ağızdan çıkan, bin ağza yayılır
Bülbülü altın kafese koymuşlar "vatanım" demiş.
Bülbülün çektiği; dili belasıdır.
Büyük lokma ye, büyük söz söyleme.
Büyük zekâlar birlikte düşünürler.
Çalışan demir pas tutmaz
Çamura tas atma üstüne sıçrar
Can çıkar huy çıkmaz
Can çıkmadan ümit kesilmez
Çıracı olsam ay aksamdan doğar
Dağ dağa kavuşmaz insan insana kavuşur
Davetsiz gelen döşeksiz oturur
Davulun sesi uzaktan güzel gelir
Demir nemden insan gamdan çürür
Derdini söylemeyen derman bulamaz
Dereyi görmeden paçayı sıvama
Dinsizin hakkından imansız gelir
Dinsizin ipi ile Kuyuya inilmez
Doğru söyleyeni Dokuz köyde kovarlar
Domuzdan post, gâvurdan dost olmaz
Dost yüzünden, düşman gözünden belli olur
Düsenin dostu olmaz
Düşman ayağa dost basa bakar
Eceli gelen köpek cami duvarına işer
Egri oturalım doğru konusalım
Eken biçer, konan göçer
El elden üstündür
El yarası onar Dil yarası onmaz
Eli doluya: ağa buyur, eli boşa: ağa uyur
Et tırnaktan ayrılmaz
Fakir parasız olan değil akilsiz olandır
Geçtiğin köprüleri yakma
Gerçek dost kötü günde belli olur
Görünen köy kılavuz istemez
Gülme komşuna gelir başına
Güneş giren eve hekim girmez
Haydan gelen huya gider
Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi,
Her şakanın yarısı gerçektir.
Her işte bir hayır vardır.
Hem kız, hem baldırı düz hem de ucuz olur mu
Her akla geleni isleme her ağacı taslama
Her koyun kendi bacağından asılır
Horoz ölür gözü çöplükte kalır
Isıracak köpek dişini göstermez
İt iti ısırmaz
İti an çomağı hazırla
İyi insan lafının üzerine gelirmiş
Kasap et derdinde koyun can derdinde
Kaz gelecek yerden Tavuk esirgenmez
Kişiyi nasıl bilirsin, kendin gibi.
Kalem kılıçtan üstündür.
Kazma kuyuyu, kazarlar kuyunu
Kendi düsen ağlamaz
Keskin sirke küpüne zarar verir
Kızını dövmeyen dizini döver
Komşu komşunun külüne muhtaçtır
Köprüyü gecene kadar, ayıya dayı de
Körler sağırlar birbirini ağırlar
Köpek'lerin duası kabul olsa gökten kemik yağar
Köpek'siz köy buldu değnek'siz gezer
Kurt kuzu kaptığı yeri dokuz defa yoklar
Lafla peynir gemisi yürümez
Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır
Minareyi çalan kılıfını hazırlar
Ne ekersen onu biçersin
Okumayı sevmeyene dokuz hoca az
Olmaya cihanda devlet, bir nefes sıhhat gibi.(Kanuni Sultan Süleyman)
Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz !
Öfke gelir gider, kelle gider gelmez
Öfke ile kalkan zarar ile oturur
Parasız pazara, kefensiz mezara gidilmez
Rüzgar eken Fırtına biçer
Sabır eden derviş muradına ermiş
Sakla samani gelir zamanı
Saman elin'se samanlık senin
Sen kendini övme el seni övsün
Söyle arkadaşını söyleyeyim sana seni
Söz Büyüğün sus küçüğün
Söz gümüş sükut altın
Söz var is bitirir, söz var bas yitirir
Su testisi su yolunda kırılır
Tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır
Tavsan dağa küsmüş dağın haberi olmamış
Tilkinin dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkanı
Tok açın halinden anlamaz
Ucuna bak bezini al, anasına bak kızını al
Ummadığın tas bas yarar
Üzüm üzüme baka baka kararır
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar
Yanlış hesap Bağdat’tan döner
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder